Migren Tedavisi
Chıp Forum :: Sağlık
1 sayfadaki 1 sayfası
Migren Tedavisi
İngiliz uzmanların tesadüf eseri buldukları bir tedavi yöntemi migrenin tarihe karışmasını sağlayacak. Risk oranı çok düşük basit bir kalp operasyonuyla bugüne kadar tedavisi bulanamayan migrenden kurtulmak mümkün olacak.
İngiliz bilimadamları bundan 20 yıl önce kalbi delik olan (PFO hastası) dalgıçların aynı zamanda migren hastası olduğunu keşfetti. Yani bu kişilerin kalbinin iki üst odacığı arasındaki kulakçık kapanmıyordu. Uzmanlara göre bu, kanın tamamen filtre olmasını engelliyordu. İçinde pıhtılar olan kan da beyne gittiğinde migren ataklarına neden oluyordu. Ancak bu dalgıçlar kalp ameliyatı olup kapakçığın doğru çalışmasını sağladıklarında migren ataklarının da tamamen durduğu dikkat çekti. İşte o günden beri devam eden araştırmaların ardından İngiltere’deki King’s College doktorları 200 kişi üzerinde ameliyat yoluyla migren tedavisini denemek için izin aldı. Eğer deneyler başarılı olursa ilk kez migreni tamamen ortadan kaldıracak bir çözüm üretilmiş olacak. Şu andaki tüm migren tedavileri, hastalığı değil şikayetleri ortadan kaldırmaya yönelik.
Migren dostları
Dayanılmaz acılar içinde kıvrandıran migren ile aldığımız besinlerin doğrudan ilgili olduğu biliniyor. Migren ağrıları beyindeki kimyasal bazı değişimlerden kaynaklanıyor. Alınan besinlerdeki bazı kimyasal maddeler, migren ağrılarının başlamasına neden oluyor.
Çikolata sakıncalı
Yorucu bir günün sonunda çikolata yiyerek avunmak isteyen migren hastaları, bir süre sonra dayanılmaz sancılar içinde kıvranmaya başlıyorlar. Çikolata ve alkollü içkilerin migren ağrılarını şiddetlendirdikleri ileri sürülüyor. Çikolata ve alkolün dışında peynir ve sütlü besinler, peynir türleri, migren ağrılarını özellikle artıran yiyeceklerdir. Bunların dışında narenciye türü meyveler ve meyve suları, kırmızı şarap, kahve, çay, tatlı kurabiyeler deniz ürünleri ve soğan migren ağrılarına neden olan yiyecekler arasında yer alıyor.
Miktar önemli
Tıp uzmanları, migren hastalarına yedikleri yiyeceklerin türü kadar miktarının da önemli olduğunu hatırlatıyorlar. Övün atlamak ve düzenli yemek yerine tatlı yiyecekler atıştırmak migren krizlerinin başlamasına neden olabiliyor. Migren hastalarına sık aralarla azar azar yemek yemeleri öneriliyor. Adet dönemlerinden önceki günlerde migren ağrılarından yakınan kadınların da yiyeceklerine dikkat etmeleri gerek. Adet döneminden önceki günlerde çikolata yemenin son derece sakıncalı olduğunu belirtelim.
Dünya üzerinde milyonlarca insanın sık sık hayatını karartan migren ağrıları tıp dilinde ‘‘beyindeki bir kısa devre’’ ve nörolojik bir hastalık olarak tanımlanıyor. Nedenleri, niçinleri, sonuçları üzerinde sayısız araştırma yapılan migren ağrılarının günümüze kadar yüzde 100 etkili bir çözümü bulunmasa da, uzmanlara yardımcı olacak pek çok bulgu var ortada. En önemlisi ve kesini de migren hastalarının ‘‘yüksek gerilim’’ altında olmaları.
Migrene beyindeki duyu ve uyarı sistemindeki bozuklukların neden olduğu biliniyor. Bilinen bir başka gerçek de, migrenin kadınlarda daha fazla görülmesi… Bunun nedeni, kadınların -doğalarından dolayı- beyindeki duyu ve uyarı sistemlerinin daha hassas olması. Doktorlar, migren ağrılarının başlamasına neden olan etkenleri iç ve dış etkenler olmak üzere iki grupta topluyorlar. İç etkenler arasında uyku düzeninde bozukluklar, açlık, sindirim sistemi rahatsızlıkları yer alıyor. Dış etkenler ise, gürültü, stres, bilgisayar başında uzun süre çalışmak, ışık gibi dış dünyayla ilgili şeyler.
Migren ağrıları başın tek yanında sanki kafaya yumruk atılıyor gibi çoğu zaman zonklamayla birlikte hissediliyor. Ağrılar çoğunlukla başta karıncalanma, görme, işitme bozukluğu, mide bulantısı, kusma gibi başka fiziksel arızalarla birlikte saldırıyor migren hastalarına.
Doktorlar asabiyet, gerilim ve stresle yakından ilgisi olan migrene akupunktur, hipnoz, masaj, aromaterapi, yoga gibi rahatlatıcı terapilerin iyi geleceğini kabul ediyorlar. Ayrıca beynin duyu ve uyarı fonksiyonunu düzene sokan kalp ilaçları ve çeşitli ağrı kesiciler de migrene iyi geliyor. Bugünlerde migren ağrılarına iyi gelecek üç ilaç daha piyasaya sürülecek.
Bu arada yıllardır süregelen ‘‘peynir ya da çikolata migrene neden oluyor’’ tezini de kabul etmiyor uzmanlar. Doktorlara göre bu cins gıdalar ağrıya neden olmuyor. Ancak bu gıdalara ihtiyaç duymak migrenin habercisi oluyor. İstatistiklere göre migren hastalarının yüzde 30′u iki gün önceki iştahlarından migrenin yakınlarda olduğunu anlıyorlar. Migrenin habercileri arasında yorgunluk, hiperaktif olmak, depresif olmak da var.
Migrenin tanımı
4 ile 72 saat süren ani bir saldırı gibi gelen şiddetli baş ağrısı.
Ağrı mutlaka başın bir tarafında hissedilir ve hayatı çekilmez hale sokar.
Ağrı, başın bir tarafına vuruluyor, yumruklanıyor gibi şiddetli bir ağrıdır.
Ağrı başlamadan önce kusma, mide bulantısı, ışık veya gürültüye karşı duyarlılık gibi belirtilerden biri mutlaka görülür.
Böyle en az beş ‘‘saldırı’’dan sonra kesin migren olduğuna karar verilir.
Migren için 10 öneri
1. Sizde migrene neden olan etkenleri iyi tanıyın ve onlardan uzak durun.
2. Uyku saatlerinizi düzenli tutmaya, uyuma-uyanma ritminizi fazla değiştirmemeye çelişın.
3. Öğünleri mümkün olduğu kadar hep aynı saatlerde yemeye dikkat edin.
4. Spor yapın, vücudun sinir yapısını güçlendirir.
5. Günlük hayatınızda belirli, düzenli bir rutin tutturun, stresi elinizden geldiği kadar azaltın.
6. Hayır demeyi öğrenin. Yapmak istemediğiniz şeyleri yapmayın.
7. Programlı bir şekilde yoga, masaj gibi terapilerle geriliminizi atmaya ve azaltmaya çalışın.
8. Çalışırken mutlaka düzenli aralar verin.
9. Hayatta gerçekçi emelleriniz olsun, beklentilerin gerçekleşmemesi sinirleri gerer.
10. Her hafta bir günü kendinize ayırın. Sevdiğiniz şeyleri yaparak dinlenin.
Muayyen baş agrısı
Her dört kadından biri, migrenden mustarip. Hayatlarının tamamında olmasa bile herhangi bir döneminde mutlaka migrenden şikayet ediyorlar. Kadınların böylesine yaygın olarak baş ağrısı çekmesi kesinlikle tesadüf değil. Tamamen hormonlarla ilgili. Kızlar ve erkeklerin migrene yakalanma riski, ergenlik dönemine kadar aynı. Fakat puberte adı verilen erişkinliğe geçiş devresiyle birlikte yani kadının doğurganlığını kazanmasıyla, migrenin görülme sıklığı, erkeklere göre aniden üç kat birden artıyor. Üstelik bu kadınların yaklaşık yüzde 15′i, ilk migren atağının adet kanamalarının başlamasıyla ortaya çıktığını bildiriyorlar.
Migren, menopoz dönemiyle birlikte en rahatsız edici noktaya ulaşıyor. Bu durum da gösteriyor ki, hormonlarla migren arasında sıkı bir bağlantı var. Adet dönemlerinde ortaya çıkan migrenden genellikle menstrual migren olarak bahsediliyor. Ancak bu tanımın anlamı, araştırmacılara göre değişiyor. Adet dönemindeki migren alanında çalışanların bir bölümüne göre, migren atakları yumurtlama döneminde ortaya çıkıyor. Bir grup ise atakların adet dönemi boyunca devam ettiğini bildiriyor. Ayrıca adet döneminden bir ya da iki gün sonra olduğunu iddia edenler var. Hatta adet döneminden bir, iki hafta önce veya sonra migren ataklarıyla karşılaşıldığını söyleyenler de mevcut.
MENSTRUAL MİGREN Mİ
Bunca teori arasında migrenin adet dönemine özgü olduğu nasıl anlaşılacak? Eğer adet döneminde sadece bir, iki gün başınız ağrıyorsa, adet dönemi migreniyle hiçbir ilginiz yok. Uluslararası Baş Ağrısı Birliği’nin bu konuda yaptığı tanımlama çok açık: ‘‘Aurasız baş ağrısı, özellikle adet dönemlerinde görülüyor ve her zaman menstrual migren olarak tanımlanamıyor. Atakların yüzde 90′ı adet kanamasından iki gün önce başlayabiliyor ve son güne kadar devam ediyor.’’
Doktor Anne MacGregor, Londra Migren Kliniği’ne başvuran kadınların üç ay boyunca takip edildikten sonra kararın verildiğini söylüyor. Tedavi programının ilk aşamasında, bu üç aylık dönem bulunuyor. Kadınlara doğum kontrol hapı kullanıp, kullanmadıkları ve hormon tedavisi görüp, görmedikleri soruluyor. Normal adet düzenini etkileyebilecek tüm bulgular ortaya döküldükten sonra migrenin nasıl tedavi edilebileceği belirleniyor. Kadınlarının incelenen üç aylık periyodlarında, aurasız (Aura, baş ağrısı başlamadan önce gözün önünde beliren ışık, çizgi) migrenin kanama başlamadan bir, iki gün önce veya kanamanın başladığı ilk iki gün içinde ortaya çıktığı saptanmış.
ÖSTROJEN ANİDEN DÜŞER
Migren ataklarının adet dönemlerinde ortaya çıkmasının sebebi araştırıldığında, Avustralyalı bir doktor, ani östrojen düşüşünü göstermiş. Diğer araştırmacılar ise ani östrojen eksilmesinin doğrudan etkili olmadığını fakat kan damarlarında hassasiyete sebebiyet verdiği düşünüyorlar. Böyle düşünülmesinin nedeni ise doğum kontrol hapının bırakıldığı veya hormon terapilerine ara verildiği dönemlerde saptanan farklılıklar. Buna bir diğer örnek de menopoz sonrasındaki kadınlar. Adetten sonra östrojen seviyesinde azalma olan kadınlar, hormon tedavisi görmeye başladıklarında yine migren ataklarıyla karşılaşıyorlar.
Aslında tüm bu çalışmaların sonucunda ortaya çıkan en önemli bulgu, kadınlarda migren ikiye ayrılıyor, menstrual olan ve olmayan migren! Ayrıca bazı araştırmalara göre, seks hormonları, migrenden tek başına sorumlu tutulmamalı. Östrojenin, beyindeki diğer kimyasallarla bağlantılı olarak migren ataklarına sebebiyet verdiği düşünülüyor. Ayrıca gerçek menstrual migrenin çok yaygın olmadığı da doktorlar tarafından hatırlatılanlar arasında. Adet döneminde ortaya çıkan migren atakları, bir kadının migren hikayesinin sadece en önemli bölümlerinden biri olarak görülüyor.
MUTLU AZINLIK YÜZDE İKİ
Baş ağrıları ile ilgili yapılan tüm çalışmalar gösteriyor ki, migren ilk sırada yer alıyor. Migreni, gerginliğe bağlı baş ağrısı, Cluster tipi baş ağrısı ve çeşitli sebeplere bağlı baş ağrısı takip ediyor. Ayrıca kafa travmaları, damar hastalıkları, metabolik rahatsızlıklar gibi bir çok faktör baş ağrısına sebep oluyor. Doktor MacGregor, insanların yüzde ikisinin hayatı boyunca hiç baş ağrısı çekmediklerini söylüyor. Ve en yaygın baş ağrısı sebeplerinin de alkol ve grip olduğunu da ekliyor. Fakat bütünüyle düşünüldüğünde çok çeşitli baş ağrısı türü ve sebebi bulunuyor. Doktorlar en genel türleri ve sebeplerini anlatıyorlar. Baş ağrısı, hem erkeklerde hem de kadınlarda orta yaşla birlikte azalmaya başlıyor.
24-27 Mayıs tarihleri arasında Yunanistan’ın Kos Adası’nda, dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen sağlık muhabirlerine yönelik Asetilsalisilik asitin 100. yaşgünü münasebetiyle çok zengin araştırmalarla hazırlanan bir seminer düzenlendi. Konular arasında baş ağrısı ve migrenin, nedenleri, yaygınlığı, tedavisi, kadın hormonlarıyla ilişkisi, Aspirin’in yararları gibi başlıklar vardı. İngiltere’den gelen, St. Bartholomew Hastanesi ve Londra Migren Kliniği’nde görevli Dr. Elizabeth Anne MacGregor’un kadın ve migren üzerine yaptığı iki uzun konuşma, seminerin en ilgi çeken bölümlerindendi. Östrojenle, kadında migren atakları arasında kesin bir ilişki bulunduğu fakat adet döneminde ortaya çıkan her migrenin menstrual migren olmadığı, migreni olan kadınlarda bu dönemde daha fazla atakla karşılaşıldığı Dr. MacGregor tarafından anlatıldı.
Fazla seyahat
Doktor Anne MacGregor migrenle ilgili bilgi verirken, baş ağrısına neden olan faktörlerden de bahsetti. Bu çalışma, 327 tıp ve diş hekimliği fakültelerinde okuyan öğrencilerle yürütülmüş. Ortaya çıkan sonuçlar sırasıyla şöyle:
Uyumayla ilgili sorunlar:
Gerginlik
Alkol
Aşırı sıcak
Okumak
Aşırı gürültü
Aşırı ışık
Fazla uyku
Seyahat
Açlık
Alışveriş yapmak
Dondurma
Egzersiz
Sinema
Aşırı soğuk
Migrene savaşŞiddetli baş ağrısı olan migrenin şimdiye kadar bir kadın hastalığı olduğu sanılıyordu. Ama, migrenin sebepleri artık sır değil. Genişleyen kan damarlarının beyni çevreleyen sinirlere baskı yapması şiddetli ağrıya sebep oluyor. Bu genişlemeye de nöropepdit adlı protein yol açıyor
Kadınların yüzde 18’inin, erkeklerin de yüzde altısının çektiği ve milyonlarca insana hayatı zehir eden şiddetli baş ağrısı migrene karşı yeni savaş başlıyor. Genişleyen kan damarlarının beyni çevreleyen sinirlere baskı yapması sonucu ortaya çıktığı belirlenen migrene karşı yeni ilaçlar üretiliyor.
Migren ağrısı çekenler arasında iki yaşında çocuklar bile bulunuyor. En çok 20 ila 50 yaş arasında görülen hastalık, 30-40 yaş grubunda en şiddetli biçimde seyrediyor. Doktorlar hâlâ migren hakkında nasıl başladığı ve dayanılmaz ağrıların oluşması dışında bilgiye sahip değiller.
Ağrı başlamadan önce bazı hastalar, gözlerinin önünde şimşek çakmasına benzer ışıklar ve siyah noktacıkların uçuşması şeklinde ortaya çıkan görme bozukluğu çekiyor. Mide bulantısı gibi de ortaya çıkan belirtilerin geçmesiyle şidetli baş ağrısı başlıyor. Dayanılmaz ağrı, başın bir yanında hissediliyor. Ağrı, bir gözün çevresine, başın bir yanında veya arkasında zonklama şeklinde ortaya çıkıyor. Başın ani hareketi, adeta çekiçle vurulmuşcasına acıyı artırıyor. Işığa ve sese karşı da hassaslaştığı için karanlık bir odada kıpırdamadan yatmak, hastayı az da olsa rahatlatıyor. Tabii, bu arada ağrı kesici ilaç almak da kaçınılmaz oluyor. Her hafta veya ayda birkaç kez tekralayabilen ağrı, birkaç saat ya da üç-dört gün sürebiliyor. Kriz, her zaman ve her yerde tekrarlayabiliyor.
Migren hastaları ağrıya neyin sebep olduğuyla ilgili teoriler üretmeye yatkın oluyorlar. Kimi çikolata, peynir ve kuru yemiş yedikleri için ağrı çektiğine inanıyor. Kimi ise az uyuduğu, çok uyuduğu, ya da aç kaldığı için başının ağrıdığına inanıyor. Ancak, araştırmacılar bunun bilimsel olmadığını düşünüyor. Hollanda’daki Leiden Üniversitesi nörologlarından Michel Ferrari, “Hastaların migrene bazı maddelerin sebep olduğu şeklindeki kanaatleri gerçeği yansıtmıyor. Hasta, bu maddelerden vazgeçse bile ağrı tekrarlanıyor” diyor. Doktorların önündeki en büyük engellerden biri ise, kan testi olmayan migrenin tahlillerle belirlenmesi.
Şimdiye kadar migrenin bir kadın hastalığı olduğu sanılıyordu. Ama migrenin sebepleri artık sır değil. Genişleyen kan damarlarının beyni çevreleyen sinirlere baskı yapması şiddetli ağrıya sebep oluyor. Nörolog Mihael Curter’in araştırmasına göre, bu genişlemeye nöropepdit adlı protein yol açıyor. Uzmanlar, “Öyleyse, migrenin tedavisi genişleyen kan damarlarının eski haline dönmesine yardımcı olmaktan geçiyor” diye konuşuyor.
Kraliçe de muztarip
Dünyada sayısız insanın korkulu rüyası olan bu hastalıktan yalnız Almanya’da günde 900 bin kadın, genç yaşlı ve çocuk adeta işkence görüyor. Migren hastalığı birçok ünlü isme de dünyayı dar ediyor. Bu kişilerden biri de İngiliz Kraliçesi 73 yaşındaki II. Elizabeth. Uzmanlar, bu tür migrenli insanların mümkünse sakin ve heyecandan uzak bir hayatı seçmelerini tavsiye ediyor. Bu konuda rahatlatıcı olarak, yeşil nane başta olmak üzere, salatalık vs. çiğ patatesin başa sarılmasının da fayda vereceği tavsiye ediliyor.
Migranal
Son yıllarda migrenle mücadele edebilmek için yeni ilaçlar piyasaya sürüldü. Yan etkileri sebebiyle herkes tarafından kullanılmasa bile, 1997’de çavdar küfünden elde edilen “Migranal”, en çabuk tesir eden migren ilacı olarak ün yaptı.
İngiliz bilimadamları bundan 20 yıl önce kalbi delik olan (PFO hastası) dalgıçların aynı zamanda migren hastası olduğunu keşfetti. Yani bu kişilerin kalbinin iki üst odacığı arasındaki kulakçık kapanmıyordu. Uzmanlara göre bu, kanın tamamen filtre olmasını engelliyordu. İçinde pıhtılar olan kan da beyne gittiğinde migren ataklarına neden oluyordu. Ancak bu dalgıçlar kalp ameliyatı olup kapakçığın doğru çalışmasını sağladıklarında migren ataklarının da tamamen durduğu dikkat çekti. İşte o günden beri devam eden araştırmaların ardından İngiltere’deki King’s College doktorları 200 kişi üzerinde ameliyat yoluyla migren tedavisini denemek için izin aldı. Eğer deneyler başarılı olursa ilk kez migreni tamamen ortadan kaldıracak bir çözüm üretilmiş olacak. Şu andaki tüm migren tedavileri, hastalığı değil şikayetleri ortadan kaldırmaya yönelik.
Migren dostları
Dayanılmaz acılar içinde kıvrandıran migren ile aldığımız besinlerin doğrudan ilgili olduğu biliniyor. Migren ağrıları beyindeki kimyasal bazı değişimlerden kaynaklanıyor. Alınan besinlerdeki bazı kimyasal maddeler, migren ağrılarının başlamasına neden oluyor.
Çikolata sakıncalı
Yorucu bir günün sonunda çikolata yiyerek avunmak isteyen migren hastaları, bir süre sonra dayanılmaz sancılar içinde kıvranmaya başlıyorlar. Çikolata ve alkollü içkilerin migren ağrılarını şiddetlendirdikleri ileri sürülüyor. Çikolata ve alkolün dışında peynir ve sütlü besinler, peynir türleri, migren ağrılarını özellikle artıran yiyeceklerdir. Bunların dışında narenciye türü meyveler ve meyve suları, kırmızı şarap, kahve, çay, tatlı kurabiyeler deniz ürünleri ve soğan migren ağrılarına neden olan yiyecekler arasında yer alıyor.
Miktar önemli
Tıp uzmanları, migren hastalarına yedikleri yiyeceklerin türü kadar miktarının da önemli olduğunu hatırlatıyorlar. Övün atlamak ve düzenli yemek yerine tatlı yiyecekler atıştırmak migren krizlerinin başlamasına neden olabiliyor. Migren hastalarına sık aralarla azar azar yemek yemeleri öneriliyor. Adet dönemlerinden önceki günlerde migren ağrılarından yakınan kadınların da yiyeceklerine dikkat etmeleri gerek. Adet döneminden önceki günlerde çikolata yemenin son derece sakıncalı olduğunu belirtelim.
Dünya üzerinde milyonlarca insanın sık sık hayatını karartan migren ağrıları tıp dilinde ‘‘beyindeki bir kısa devre’’ ve nörolojik bir hastalık olarak tanımlanıyor. Nedenleri, niçinleri, sonuçları üzerinde sayısız araştırma yapılan migren ağrılarının günümüze kadar yüzde 100 etkili bir çözümü bulunmasa da, uzmanlara yardımcı olacak pek çok bulgu var ortada. En önemlisi ve kesini de migren hastalarının ‘‘yüksek gerilim’’ altında olmaları.
Migrene beyindeki duyu ve uyarı sistemindeki bozuklukların neden olduğu biliniyor. Bilinen bir başka gerçek de, migrenin kadınlarda daha fazla görülmesi… Bunun nedeni, kadınların -doğalarından dolayı- beyindeki duyu ve uyarı sistemlerinin daha hassas olması. Doktorlar, migren ağrılarının başlamasına neden olan etkenleri iç ve dış etkenler olmak üzere iki grupta topluyorlar. İç etkenler arasında uyku düzeninde bozukluklar, açlık, sindirim sistemi rahatsızlıkları yer alıyor. Dış etkenler ise, gürültü, stres, bilgisayar başında uzun süre çalışmak, ışık gibi dış dünyayla ilgili şeyler.
Migren ağrıları başın tek yanında sanki kafaya yumruk atılıyor gibi çoğu zaman zonklamayla birlikte hissediliyor. Ağrılar çoğunlukla başta karıncalanma, görme, işitme bozukluğu, mide bulantısı, kusma gibi başka fiziksel arızalarla birlikte saldırıyor migren hastalarına.
Doktorlar asabiyet, gerilim ve stresle yakından ilgisi olan migrene akupunktur, hipnoz, masaj, aromaterapi, yoga gibi rahatlatıcı terapilerin iyi geleceğini kabul ediyorlar. Ayrıca beynin duyu ve uyarı fonksiyonunu düzene sokan kalp ilaçları ve çeşitli ağrı kesiciler de migrene iyi geliyor. Bugünlerde migren ağrılarına iyi gelecek üç ilaç daha piyasaya sürülecek.
Bu arada yıllardır süregelen ‘‘peynir ya da çikolata migrene neden oluyor’’ tezini de kabul etmiyor uzmanlar. Doktorlara göre bu cins gıdalar ağrıya neden olmuyor. Ancak bu gıdalara ihtiyaç duymak migrenin habercisi oluyor. İstatistiklere göre migren hastalarının yüzde 30′u iki gün önceki iştahlarından migrenin yakınlarda olduğunu anlıyorlar. Migrenin habercileri arasında yorgunluk, hiperaktif olmak, depresif olmak da var.
Migrenin tanımı
4 ile 72 saat süren ani bir saldırı gibi gelen şiddetli baş ağrısı.
Ağrı mutlaka başın bir tarafında hissedilir ve hayatı çekilmez hale sokar.
Ağrı, başın bir tarafına vuruluyor, yumruklanıyor gibi şiddetli bir ağrıdır.
Ağrı başlamadan önce kusma, mide bulantısı, ışık veya gürültüye karşı duyarlılık gibi belirtilerden biri mutlaka görülür.
Böyle en az beş ‘‘saldırı’’dan sonra kesin migren olduğuna karar verilir.
Migren için 10 öneri
1. Sizde migrene neden olan etkenleri iyi tanıyın ve onlardan uzak durun.
2. Uyku saatlerinizi düzenli tutmaya, uyuma-uyanma ritminizi fazla değiştirmemeye çelişın.
3. Öğünleri mümkün olduğu kadar hep aynı saatlerde yemeye dikkat edin.
4. Spor yapın, vücudun sinir yapısını güçlendirir.
5. Günlük hayatınızda belirli, düzenli bir rutin tutturun, stresi elinizden geldiği kadar azaltın.
6. Hayır demeyi öğrenin. Yapmak istemediğiniz şeyleri yapmayın.
7. Programlı bir şekilde yoga, masaj gibi terapilerle geriliminizi atmaya ve azaltmaya çalışın.
8. Çalışırken mutlaka düzenli aralar verin.
9. Hayatta gerçekçi emelleriniz olsun, beklentilerin gerçekleşmemesi sinirleri gerer.
10. Her hafta bir günü kendinize ayırın. Sevdiğiniz şeyleri yaparak dinlenin.
Muayyen baş agrısı
Her dört kadından biri, migrenden mustarip. Hayatlarının tamamında olmasa bile herhangi bir döneminde mutlaka migrenden şikayet ediyorlar. Kadınların böylesine yaygın olarak baş ağrısı çekmesi kesinlikle tesadüf değil. Tamamen hormonlarla ilgili. Kızlar ve erkeklerin migrene yakalanma riski, ergenlik dönemine kadar aynı. Fakat puberte adı verilen erişkinliğe geçiş devresiyle birlikte yani kadının doğurganlığını kazanmasıyla, migrenin görülme sıklığı, erkeklere göre aniden üç kat birden artıyor. Üstelik bu kadınların yaklaşık yüzde 15′i, ilk migren atağının adet kanamalarının başlamasıyla ortaya çıktığını bildiriyorlar.
Migren, menopoz dönemiyle birlikte en rahatsız edici noktaya ulaşıyor. Bu durum da gösteriyor ki, hormonlarla migren arasında sıkı bir bağlantı var. Adet dönemlerinde ortaya çıkan migrenden genellikle menstrual migren olarak bahsediliyor. Ancak bu tanımın anlamı, araştırmacılara göre değişiyor. Adet dönemindeki migren alanında çalışanların bir bölümüne göre, migren atakları yumurtlama döneminde ortaya çıkıyor. Bir grup ise atakların adet dönemi boyunca devam ettiğini bildiriyor. Ayrıca adet döneminden bir ya da iki gün sonra olduğunu iddia edenler var. Hatta adet döneminden bir, iki hafta önce veya sonra migren ataklarıyla karşılaşıldığını söyleyenler de mevcut.
MENSTRUAL MİGREN Mİ
Bunca teori arasında migrenin adet dönemine özgü olduğu nasıl anlaşılacak? Eğer adet döneminde sadece bir, iki gün başınız ağrıyorsa, adet dönemi migreniyle hiçbir ilginiz yok. Uluslararası Baş Ağrısı Birliği’nin bu konuda yaptığı tanımlama çok açık: ‘‘Aurasız baş ağrısı, özellikle adet dönemlerinde görülüyor ve her zaman menstrual migren olarak tanımlanamıyor. Atakların yüzde 90′ı adet kanamasından iki gün önce başlayabiliyor ve son güne kadar devam ediyor.’’
Doktor Anne MacGregor, Londra Migren Kliniği’ne başvuran kadınların üç ay boyunca takip edildikten sonra kararın verildiğini söylüyor. Tedavi programının ilk aşamasında, bu üç aylık dönem bulunuyor. Kadınlara doğum kontrol hapı kullanıp, kullanmadıkları ve hormon tedavisi görüp, görmedikleri soruluyor. Normal adet düzenini etkileyebilecek tüm bulgular ortaya döküldükten sonra migrenin nasıl tedavi edilebileceği belirleniyor. Kadınlarının incelenen üç aylık periyodlarında, aurasız (Aura, baş ağrısı başlamadan önce gözün önünde beliren ışık, çizgi) migrenin kanama başlamadan bir, iki gün önce veya kanamanın başladığı ilk iki gün içinde ortaya çıktığı saptanmış.
ÖSTROJEN ANİDEN DÜŞER
Migren ataklarının adet dönemlerinde ortaya çıkmasının sebebi araştırıldığında, Avustralyalı bir doktor, ani östrojen düşüşünü göstermiş. Diğer araştırmacılar ise ani östrojen eksilmesinin doğrudan etkili olmadığını fakat kan damarlarında hassasiyete sebebiyet verdiği düşünüyorlar. Böyle düşünülmesinin nedeni ise doğum kontrol hapının bırakıldığı veya hormon terapilerine ara verildiği dönemlerde saptanan farklılıklar. Buna bir diğer örnek de menopoz sonrasındaki kadınlar. Adetten sonra östrojen seviyesinde azalma olan kadınlar, hormon tedavisi görmeye başladıklarında yine migren ataklarıyla karşılaşıyorlar.
Aslında tüm bu çalışmaların sonucunda ortaya çıkan en önemli bulgu, kadınlarda migren ikiye ayrılıyor, menstrual olan ve olmayan migren! Ayrıca bazı araştırmalara göre, seks hormonları, migrenden tek başına sorumlu tutulmamalı. Östrojenin, beyindeki diğer kimyasallarla bağlantılı olarak migren ataklarına sebebiyet verdiği düşünülüyor. Ayrıca gerçek menstrual migrenin çok yaygın olmadığı da doktorlar tarafından hatırlatılanlar arasında. Adet döneminde ortaya çıkan migren atakları, bir kadının migren hikayesinin sadece en önemli bölümlerinden biri olarak görülüyor.
MUTLU AZINLIK YÜZDE İKİ
Baş ağrıları ile ilgili yapılan tüm çalışmalar gösteriyor ki, migren ilk sırada yer alıyor. Migreni, gerginliğe bağlı baş ağrısı, Cluster tipi baş ağrısı ve çeşitli sebeplere bağlı baş ağrısı takip ediyor. Ayrıca kafa travmaları, damar hastalıkları, metabolik rahatsızlıklar gibi bir çok faktör baş ağrısına sebep oluyor. Doktor MacGregor, insanların yüzde ikisinin hayatı boyunca hiç baş ağrısı çekmediklerini söylüyor. Ve en yaygın baş ağrısı sebeplerinin de alkol ve grip olduğunu da ekliyor. Fakat bütünüyle düşünüldüğünde çok çeşitli baş ağrısı türü ve sebebi bulunuyor. Doktorlar en genel türleri ve sebeplerini anlatıyorlar. Baş ağrısı, hem erkeklerde hem de kadınlarda orta yaşla birlikte azalmaya başlıyor.
24-27 Mayıs tarihleri arasında Yunanistan’ın Kos Adası’nda, dünyanın çeşitli ülkelerinden gelen sağlık muhabirlerine yönelik Asetilsalisilik asitin 100. yaşgünü münasebetiyle çok zengin araştırmalarla hazırlanan bir seminer düzenlendi. Konular arasında baş ağrısı ve migrenin, nedenleri, yaygınlığı, tedavisi, kadın hormonlarıyla ilişkisi, Aspirin’in yararları gibi başlıklar vardı. İngiltere’den gelen, St. Bartholomew Hastanesi ve Londra Migren Kliniği’nde görevli Dr. Elizabeth Anne MacGregor’un kadın ve migren üzerine yaptığı iki uzun konuşma, seminerin en ilgi çeken bölümlerindendi. Östrojenle, kadında migren atakları arasında kesin bir ilişki bulunduğu fakat adet döneminde ortaya çıkan her migrenin menstrual migren olmadığı, migreni olan kadınlarda bu dönemde daha fazla atakla karşılaşıldığı Dr. MacGregor tarafından anlatıldı.
Fazla seyahat
Doktor Anne MacGregor migrenle ilgili bilgi verirken, baş ağrısına neden olan faktörlerden de bahsetti. Bu çalışma, 327 tıp ve diş hekimliği fakültelerinde okuyan öğrencilerle yürütülmüş. Ortaya çıkan sonuçlar sırasıyla şöyle:
Uyumayla ilgili sorunlar:
Gerginlik
Alkol
Aşırı sıcak
Okumak
Aşırı gürültü
Aşırı ışık
Fazla uyku
Seyahat
Açlık
Alışveriş yapmak
Dondurma
Egzersiz
Sinema
Aşırı soğuk
Migrene savaşŞiddetli baş ağrısı olan migrenin şimdiye kadar bir kadın hastalığı olduğu sanılıyordu. Ama, migrenin sebepleri artık sır değil. Genişleyen kan damarlarının beyni çevreleyen sinirlere baskı yapması şiddetli ağrıya sebep oluyor. Bu genişlemeye de nöropepdit adlı protein yol açıyor
Kadınların yüzde 18’inin, erkeklerin de yüzde altısının çektiği ve milyonlarca insana hayatı zehir eden şiddetli baş ağrısı migrene karşı yeni savaş başlıyor. Genişleyen kan damarlarının beyni çevreleyen sinirlere baskı yapması sonucu ortaya çıktığı belirlenen migrene karşı yeni ilaçlar üretiliyor.
Migren ağrısı çekenler arasında iki yaşında çocuklar bile bulunuyor. En çok 20 ila 50 yaş arasında görülen hastalık, 30-40 yaş grubunda en şiddetli biçimde seyrediyor. Doktorlar hâlâ migren hakkında nasıl başladığı ve dayanılmaz ağrıların oluşması dışında bilgiye sahip değiller.
Ağrı başlamadan önce bazı hastalar, gözlerinin önünde şimşek çakmasına benzer ışıklar ve siyah noktacıkların uçuşması şeklinde ortaya çıkan görme bozukluğu çekiyor. Mide bulantısı gibi de ortaya çıkan belirtilerin geçmesiyle şidetli baş ağrısı başlıyor. Dayanılmaz ağrı, başın bir yanında hissediliyor. Ağrı, bir gözün çevresine, başın bir yanında veya arkasında zonklama şeklinde ortaya çıkıyor. Başın ani hareketi, adeta çekiçle vurulmuşcasına acıyı artırıyor. Işığa ve sese karşı da hassaslaştığı için karanlık bir odada kıpırdamadan yatmak, hastayı az da olsa rahatlatıyor. Tabii, bu arada ağrı kesici ilaç almak da kaçınılmaz oluyor. Her hafta veya ayda birkaç kez tekralayabilen ağrı, birkaç saat ya da üç-dört gün sürebiliyor. Kriz, her zaman ve her yerde tekrarlayabiliyor.
Migren hastaları ağrıya neyin sebep olduğuyla ilgili teoriler üretmeye yatkın oluyorlar. Kimi çikolata, peynir ve kuru yemiş yedikleri için ağrı çektiğine inanıyor. Kimi ise az uyuduğu, çok uyuduğu, ya da aç kaldığı için başının ağrıdığına inanıyor. Ancak, araştırmacılar bunun bilimsel olmadığını düşünüyor. Hollanda’daki Leiden Üniversitesi nörologlarından Michel Ferrari, “Hastaların migrene bazı maddelerin sebep olduğu şeklindeki kanaatleri gerçeği yansıtmıyor. Hasta, bu maddelerden vazgeçse bile ağrı tekrarlanıyor” diyor. Doktorların önündeki en büyük engellerden biri ise, kan testi olmayan migrenin tahlillerle belirlenmesi.
Şimdiye kadar migrenin bir kadın hastalığı olduğu sanılıyordu. Ama migrenin sebepleri artık sır değil. Genişleyen kan damarlarının beyni çevreleyen sinirlere baskı yapması şiddetli ağrıya sebep oluyor. Nörolog Mihael Curter’in araştırmasına göre, bu genişlemeye nöropepdit adlı protein yol açıyor. Uzmanlar, “Öyleyse, migrenin tedavisi genişleyen kan damarlarının eski haline dönmesine yardımcı olmaktan geçiyor” diye konuşuyor.
Kraliçe de muztarip
Dünyada sayısız insanın korkulu rüyası olan bu hastalıktan yalnız Almanya’da günde 900 bin kadın, genç yaşlı ve çocuk adeta işkence görüyor. Migren hastalığı birçok ünlü isme de dünyayı dar ediyor. Bu kişilerden biri de İngiliz Kraliçesi 73 yaşındaki II. Elizabeth. Uzmanlar, bu tür migrenli insanların mümkünse sakin ve heyecandan uzak bir hayatı seçmelerini tavsiye ediyor. Bu konuda rahatlatıcı olarak, yeşil nane başta olmak üzere, salatalık vs. çiğ patatesin başa sarılmasının da fayda vereceği tavsiye ediliyor.
Migranal
Son yıllarda migrenle mücadele edebilmek için yeni ilaçlar piyasaya sürüldü. Yan etkileri sebebiyle herkes tarafından kullanılmasa bile, 1997’de çavdar küfünden elde edilen “Migranal”, en çabuk tesir eden migren ilacı olarak ün yaptı.
Chıp Forum :: Sağlık
1 sayfadaki 1 sayfası
Bu forumun müsaadesi var:
Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz